Reformdan geçirilmiş bir burjuva eğitimi bile hala burjuva kadrolar üretecektir. İnsanlar sistemin çarkları arasında sıkışıp kalacaktır. En iyi ihtimalle iyi niyetli solun üyeleri olacaklar ama nesnel olarak toplumun işleyişini sağlayan çarklar olarak kalacaklar.
Category: Düşünürler
Kontrol ve Oluş – Gilles Deleuze (Toni Negri ile söyleşi)
Bence Félix Guattari ve ben Marksist olarak kaldık, belki iki farklı şekilde ama ikimiz de. Çünkü kapitalizmin ve onun gelişmelerinin analizini merkeze almayan bir siyaset felsefesine inanmıyoruz. Marx’ta bizi en çok ilgilendiren şey, kendi sınırlarını geri itmekten asla vazgeçmeyen ve onları her zaman daha geniş bir ölçekte yeniden bulan içkin bir sistem olarak kapitalizmin analizidir, çünkü sınır Kapital’in kendisidir.
Hegel – Tinin Fenomenolojisi’nde “Kuvvet” ve “Anlak” (ÖZET)
Hegel’in Kuvvet ve Anlak kavramları, nesnelerin altında yatan özün kavranmasında düşüncenin ve evrensel kavramların önemini vurgular. Bilincin anlık deneyimin sınırlamalarını nasıl aşabileceğini ve dünyanın daha kapsamlı ve sistematik bir anlayışını nasıl geliştirebileceğini gösterir.
Hegel – Tinin Fenomenolojisi’nde “Kuvvet” (ÖZET)
Giriş “Kuvvet” kavramı bilincin gelişiminde çok önemli bir rol oynar. Algı bölümünde tanıtılan Kuvvet, Duyu Kesinliğinin dolaysız deneyimi ile düşüncenin dolayımlı doğasını uzlaştırma girişimini temsil eder. Öznel ve nesnel alemler arasında bir köprü görevi görür ve nesnenin görünüşleri ile onun altında yatan özü arasındaki boşluğu doldurur. Hegel Kuvveti “aynı zamanda kendisi için olan dolaysız kendinde-şey”…
Hegel – Tinin Fenomenolojisi’nde “Algı” (ÖZET)
Giriş Hegel’in başyapıtlarından biri olan “Tinin Fenomenolojisi” adlı felsefi eserinin Algı bölümü, bilincin kendini anlama yolculuğundaki ikinci aşamayı temsil eder. Duyu Kesinliği’nin sınırlılıkları ve çelişkilerinin ardından Algı, yalnızca anlık duyusal deneyime dayanmanın yetersizliğini kavrayarak dünyayla daha kapsamlı bir ilişki biçimi olarak belirir. Algı, Duyu Kesinliği’nin geçici ve tikel izlenimlerinin ötesine geçerek, nesnelerin özünü kavramada düşüncenin…
Hegel – Tinin Fenomenolojisi’nde “Duyu Kesinliği” (ÖZET)
Duyu Kesinliği, eksikliklerine rağmen, dolaysız deneyimin sınırlarını vurgulayarak ve bilgiye daha incelikli ve diyalektik bir yaklaşımın yolunu açarak, devam eden bu kendini anlama sürecinde çok önemli bir atlama taşı görevi görür.
Şerh: Tinin Fenomenolojisi – Bilinç (Felsefi Bilimler Ansiklopedisi 3. Bölüm: Tin Felsefesi)
Bu kısa şerh çalışması Hegel’in Temel Hatlarıyla Felsefi Bilimler Ansiklopedisi’nin (‘Ansiklopedi’) 3. Bölüm’ü olan ‘Tinin Felsefesi’ adlı çalışmasındaki “Tinin Fenomenolojisi. Bilinç” adlı bölüm üzerinedir. Haliyle Hegel’in başyapıtlarından sayılan ve en çok bilinip okunan Tinin Fenomenolojisi adlı çalışmasından ayrıdır.
Bu kısa çalışmadaki amacım Hegel’in sisteminde fenomenolojinin bilinç kapsamında nasıl işlendiğine dair temel bir bilgi sunmaktır.
Biyopsikopolitika: Toplum ve Birey Üzerine Marksist Bir Perspektif
Felsefede eleştirel teori temel bir öneme sahiptir. Eleştirel teorinin en önemli bileşenlerinden biri, kendi konumu ve tutumu üzerine düşünmektir. Bu, teorik çerçevenin içkin ve diyalektik bir eleştirisini gerektirir. Eleştirel teori ancak bu öz-düşünümsel yaklaşım sayesinde yeterli ve ilerici felsefi yorumlar sağlayabilir.
Adorno’nun aşırı sağ hakkında anladığı şey
Adorno, sağcı liderlerin sohbete katılmaya ikna edilebileceği gibi bir yanılsamaya sahip değildir. Böyle bir düşünce, İkinci Dünya Savaşı’nı yaşayan neslin kaşlarını çatmasına neden olurdu. Bunun yerine, aşırı sağ siyasetin sonuçlarına, yıkıcı yönlerine ve sonuçlarına açıkça işaret edilmesini öneriyor.
İsrail’in Fantezileri – Ilan Pappé (ÇEVİRİ)
Tüm farklılıklarına rağmen iki İsrail kampı, ulusun üzerine inşa edildiği yerleşimci-sömürgeci projeye verdikleri destekte birleşiyor. Yerleşimci sömürgecilik, siyasi uyumun önündeki başlıca engel olarak görülen sömürgeleştirilmiş halkların her zaman insanlıktan çıkarılmasını gerektirir. Soykırım, etnik temizlik ya da yerleşim bölgeleri (anklavlar) ve gettolar oluşturma yoluyla yerli nüfusu ortadan kaldırma arzusuna dayanır. İsrail’de her Filistinli bir vahşi ya da potansiyel terörist, her Filistin toprağı da bir savaş alanı olarak algılanmalıdır.
Hegel’in Mantık Bilimi (Büyük Mantık) üzerine kaba notlar – Raya Dunayevskaya (Çeviri)
“Gerçeklik ve Edimsellik arasındaki ayrımı kavramaksızın, Hegel’in felsefesi belirleyici ilkeleri bakımından anlamsızdır” – Herbert Marcuse
Raya Dunayevskaya’dan: Hegel’in FELSEFİ BİLİMLER ANSİKLOPEDİSİ – MANTIK Üzerine Notlar – 3 (SON BÖLÜM)
“Felsefi yöntem sentetik olduğu kadar analitiktir de… ancak bunun için kendi hayallerimizin ve görüşlerimizin sürekli küstahlığından uzak durma çabası gereklidir”
Raya Dunayevskaya’dan: Hegel’in FELSEFİ BİLİMLER ANSİKLOPEDİSİ – MANTIK Üzerine Notlar – 2
Nerede hareket varsa, nerede yaşam varsa, nerede herhangi bir şey gerçek dünyada hayata geçiriliyorsa, orada Diyalektik iş başındadır.
Raya Dunayevskaya’dan: Hegel’in FELSEFİ BİLİMLER ANSİKLOPEDİSİ – MANTIK Üzerine Notlar – 1
“Hayvanların, isteklerini tatmin etmek için gerekli malzemeleri toplamaktan başka yapacak bir şeyleri yoktur; insan ise tam tersine, isteklerini ancak gerekli araçları dönüştürerek ve adeta yaratarak tatmin edebilir. Böylece insan bu dışsal şeylerde bile kendisiyle uğraşır.”
Herbert Marcuse – İsrail-Filistin sorunu üzerine (Jerusalem Post, 2 Ocak 1972)
Mevcut uluslararası koşullar altında, bu amacın gerçekleştirilmesi, zulme uğrayan veya zulüm tehdidi altında bulunan Yahudileri kabul edebilecek ve koruyabilecek egemen bir devletin varlığını gerektirmektedir. Nazi rejimi iktidara geldiğinde böyle bir devlet mevcut olsaydı, milyonlarca Yahudi’nin imha edilmesini önleyebilirdi. Böyle bir devlet, siyasi zulüm mağdurları da dahil olmak üzere zulüm gören diğer azınlıklara da açık olsaydı, o zaman daha da fazla hayat kurtarabilirdi.