Dünyadaki sistem ve toplumların mekanik bir biçimde algılanıp sistematik bir biçimde ortaya konulabilecek bir dizaynı mevcut değil. Ancak tabir caizse bir devran var. Zamanla güçlenen, yükselen ideolojilerin, düşünce ve sanat biçimlerinin etkisinin değişik coğrafyalara yayıldığı bir gerçek. Keza ekonomik politikaların da öyle. Son on yıllardır hükmü ve uygulamaları gittikçe yaygınlaşan ve artan neoliberal dalganın etkisi…
Category: Politik Görüşler
Sosyal bilimler doğa bilimlerinden neden farklıdır?
İdeolojiler kendilerini yenilerken ve gerçekliğe daha yakın bir yerde konumlanmaya gayret ederken kendilerine öncülük etmiş olan tarihsel şahsiyetlere hakaret etmiş olmazlar. Bilakis düzelttikleri, geliştirdikleri ve gerçekliğe daha da yakınlaştıkları ölçüde o şahsiyetlere bilimsel gerçeklik hakkındaki yanlışlanabilirlik çerçevesinde yanaştıkları için en büyük borcu ödemiş olurlar.
Yeşil kapitalizm trendi
Günümüzde bilginin paylaşımı ve üretimi konusunda bir kriz yaşıyoruz. Bu da bizi içimize kapanmaya ya da sonuca yönelik hareket etmekten uzak, daha çok söylenme odaklı bir hale getiriyor.
İdealizmin batağındaki ‘sol’, ‘solumsu’, ‘özgürlükçümsü’ aydınlar
Sosyal medyada dahi tartışmasına pek girmemeye çalıştığım bir alan soykırım yıldönümlerine dair tartışmalar. Her yıl aynı tartışmaları yapıyoruz. Otomatik bir skript geliştirip otomatik yazışsak niteliksel anlamda pek farkı olmayacak bir durumdayız adeta. Umut, öfke, geleceğe duyulan özlem ve inanç; bunların hepsi değerlidirler ama doğru bir zemin üstüne inşa edildikleri takdirde. Ermeni soykırım tartışmalarında son yıllarda…
(ÇEVİRİ)* Slavoj Zizek: Kendilerini hor görme pratiği içinde olan politik doğrucu beyazlar, ırkçılığı sona erdirme mücadelesine HİÇBİR katkıda bulunmuyorlar*
Suçluluğumuzdan sapkın bir şekilde zevk almak (ve böylece gerçek kurbanları korumak) yerine, aktif dayanışmaya ihtiyacımız var: suçluluk ve kurbanlık bizi hareketsizleştiriyor. Yalnızca hep birlikte, kendimize ve birbirimize karşı sorumlu yetişkinler gibi davranarak ırkçılığı ve cinsiyetçiliği yenebiliriz.
21 Mayıs 1864 Çerkes soykırımı üzerinden günümüze dair bazı düşünceler
Çerkesler çoğunlukla kabul edilen tanımı ile Kafkas dağlarının kuzey yamacında yaşamış olan hemen hemen tüm kabilelerin adıdır (Lyulye, 2010). Lyulye, bu kabilelerin kendilerini Adige olarak adlandırdığını belirtmektedir. Çerkes (Adige) kavmi ise Abadzeh, Şapsuğ, Nadkuac, Kabartay, Besleney, Mohoş, Kemguy, Hatukay, Bzedug ve Jan kabilelerinden oluşmakta idi. Bir çok konuda olduğu gibi bu listenin de üzerinde yüzde…
Tantalos ile kader arkadaşı olmak
Marx’ın, Engels’in toplumsal gelişim ve komünist toplum betimlemeleri de çok farklı değil aslında. İlkel komünal ve sınıfsız bir toplum tecrübesi yaşayan toplumların tekrardan aynı koşula gelmesinin öngörülmesi ve hayata geçirilmesi için eylemdir öğretinin özünde yer alan hususlar. Başka bir deyişle bir dönem bilinçsiz bir şekilde sınıfsız yaşayan, yeryüzü cenneti gibi bir ortama bu sefer bilinçle geri dönmenin yoludur öğretileri. Tabi, bu geri dönüşün tanrısal, öteki yaşamdan arınmış bir halidir
24 Nisan 1915 hakkında: Sözleşmeye uymayanlara selam olsun!
İnsanlar daha güzel bir gelecek ve toplum için kendi ortamlarına ve şartlarına göre hareket eder; suni ortaklık ve direktif benzeri kuru dayanışma sözleri ile değil. Dayanışma, diğer ulusun tercihlerini şartsız desteklemekten geçer. Ortaklık, kardeşlik gibi kavramlar, diğer ulusu asimile etmeyi içeren bir hale çok kolay gelebilen sözcüklerdir.
Covid-19 bela ise çocuk ölümleri, alkol vesaire ne?
Bugün dünyaya ait bazı verilere göz atarken Corona virüsü nedeni ile hemen hepimizin takip ettiği worldometers.info sitesindeki diğer alanlardaki verilere de baktım. Yazdıklarım Türkiye saati ile 20:15 sularındaki ve hızla değişen verilere dayanmakta. Corona’nın yaklaşık 158.000 canı aldığı bu sıralarda, gripten ölenlerin sayılarının da 145.000 civarında olduğunu belirtmek isterim. Corona’nın ölüm oranı çok daha fazla…
Corona virüsü ve komünizmin yeniden icadı(!)
Bugün ise devlet babanın adı yeniden gündemde. Dünyamızı sarsan Corona virüsü ile ilgili her cenahta süregiden kaygı ve tartışmalarda devletin insanlar ve toplum yapısında oynadığı rolü görmek mümkün. Derdim her cenahı incelemek değil. Durumu, daha çok önem verdiğim düşünürler ve siyasi görüşler bağlamında değerlendireceğim.
Pınar Fidan vakası: Ne kadar da sağduyulu ve adiliz!
Bence, ne teşekkür ne linç hakkediyor Pınar Fidan. Birey olarak, hassas konularda, yeterince araştırmadan kesin hüküm vermekten kaçınmalıyız ve kolektif tavır da bu temelde oluşmalı. Aksi takdirde, kolektif anlamda da yıkıcı eylemlerimiz durulmuyor ve düşmanımıza benzeme riskimiz derinleşiyor.
Corona virüsü ve gözetim toplumu: Ya karşılıklı yardımlaşma?
Bugün sağlık ekipmanlarının kaç adet olacağını belirleyen ‘üst’ kurumların, kendi belirledikleri sayıların yetmezliği karşısında kimlerin öleceğini seçme hakkını belirleyebilecekleri bir dünyada yaşıyoruz. Ve bu belirlemelere rağmen, yani çözümsüzlüğü üretenlerden çözüm bekliyoruz. Oysa, yitirilen insanlar kayıplar hanesindeki verilerden ibaret günümüzde.
Mülteci krizine ‘yamuk bakmak’ ve bir kaç metodolojik önerme
Zizek’in ‘yamuk bakma’ tekniği(!) ile söylenecek olursa, sadece mültecilerin Avrupa’ya gelmesini talep etmek çok yetersiz bir talep olmaktadır. Bu insanlar zeten mülteci konumundadır ve Yunanistan’daki bir mültecinin, Türkiye’dekinden daha iyi durumda olduğunu iddia etmek çok büyük ispatlar da gerektirir. Ayrıca, talebi bu şekilde sınırlamak, ne Suriye’deki dramın bitmesine katkı sağlar ne de yeni göçlerin engellenmesine.
Irkçılık hastalık değil, insanlık suçudur
Hepimizi acı ve üzüntüye boğan bir katliamdı 19 Şubat gecesi Hanau, Almanya’da yaşanan. 43 yaşındaki neonazi Tobias Rathjen, iki nargile kafeye saldırıp 9 insanı öldürdükten sonra, evine gidip annesini ve kendisini de öldürdü. Yaşananlardan hemen sonra Alman medyası ‘ırkçı motiflerle işlenen bir cinayet olabileceğini’ açıkladı. Saldırganın ruhsal anlamda dengesiz biri olduğu ve saldırının bireysel olduğu…
CHP bildiğiniz gibi: İdlib için çözüm(süzlük) önerileri
Suriye Ordusu saldırısı sonucu hayatını kaybeden yedi asker ve bir sivil görevli kamuoyunun gündeminde. Kimisi daha da gür bir şekilde savaş isterken, kimileri de gelinen durumu sorguluyor daha önceden savaşa karşı çıkmayan kesimlerde. Savaşa karşı çıkmayan kesimlerden birisi de CHP. Tabanındaki belirgin savaş karşıtı söylemlere rağmen ‘içi yana yana’ tezkereye ‘evet’ diyen CHP’nin alışılagelen kafa…