Alman filozof Hegel’i araştıran bir biyografi yazarı, Modern Batı Felsefesi’nin önde gelen isimlerinden birine ilişkin algıları değiştirebilecek, daha önce belgelenmemiş derslerden oluşan devasa bir hazineyi ortaya çıkardı.
Georg Wilhelm Friedrich Hegel’in derslerine ilişkin 4.000 sayfadan fazla not, Klaus Vieweg tarafından Münih ve Freising Başpiskoposluk Kütüphanesi’nde bulundu.
Almanya’daki Jena Friedrich Schiller Üniversitesi’nde profesör olan Vieweg, “Bu el yazmalarının keşfi, Beethoven’ın yeni bir notasını ya da Constable’ın daha önce görülmemiş bir tablosunu bulmakla karşılaştırılabilir” dedi.
Notların ilk okumalarının, Hegel’in estetik, güzellik ve sanat felsefesi üzerine etkili fikirlerini nasıl oluşturduğuna ve fikirlerini geliştirmeye yardımcı olmak için Shakespeare’in oyunlarını nasıl analiz ettiğine dair yeni bir anlayışa işaret ettiğini söyledi.
Notların, Heidelberg Üniversitesi’nde Hegel’den ders alan ilk öğrencilerden biri olan Friedrich Wilhelm Carové tarafından, filozofun 1816-1818 yılları arasında orada bulunduğu sırada yazıldığı düşünülüyor.
Hegel’in fikirleri ve eserleri zorlu olmaları nedeniyle dikkate değer. İngiliz filozof Bertrand Russell onu “büyük filozoflar arasında anlaşılması en zor olanı” olarak tanımlamıştır. Vieweg yeni bulguların (daha iyi anlama hususunda – CK) açıklık getirebilmesini umuyor.
Bu makaleler halen Vieweg ile Bamberg Üniversitesi’nde felsefe profesörü olan Christian Illies başkanlığında uluslararası uzmanlardan oluşan bir ekip tarafından açıklamalı bir baskı haline getirilecek.
Illies, “Hegel’in çalışmalarının önemli bölümleri sadece dersleri aracılığıyla biliniyor, bu nedenle akademisyenler uzun zamandır transkriptleri bulmaya çalışıyor” dedi. “19. ve 20. yüzyıllarda birkaç tanesi bulundu ve yayınlandı, ancak yıllar geçtikçe yeni materyallerin ortaya çıkarılma olasılığı giderek azaldı.“
Vieweg’in bulduğu, muhtemelen türünün şimdiye kadar yapılmış en büyük örneği. Hegel üzerine yazdığı son biyografinin bir okuyucusunun onu Friedrich Windischmann’ın arşivine yönlendirmesiyle ortaya çıkarıldı. Windischmann, babası Karl Joseph Hieronymous Windischmann bir filozof ve Hegel’in arkadaşı olan Münih’te Katolik teoloji profesörüydü. Hegel ve Karl Windischmann arasında geçen bir mektup, Carové’nin el yazmaları setini Hegel’e hediye ettiğini göstermektedir.
Materyal üzerindeki araştırmalar henüz yeni başlamış olsa da, şimdiden önemli bir bulgu elde edilmiştir: Kutularda Hegel’in estetik üzerine verdiği ilk derslerden birine ait bir transkript bulunmaktadır.
Şu anda Hegel’in estetik üzerine düşünceleri hakkındaki tüm bilgiler, çok daha sonra Berlin’de verdiği derslerden kaynaklanmaktadır. Bunlar ölümünden sonra öğrencisi Heinrich Gustav Hotho tarafından ders notları ve Hegel’in kendi notları bir arada kullanılarak yayımlanmıştır. Bunu karşılaştıracak başka kaynak olmadığından, bu materyalin Hotho’dan ne kadar etkilendiğine dair sorular ortaya çıkmıştır. Bu nedenle erken dönem derslerinin keşfi, belirsizliğin nihayet giderilmesine yardımcı olabilir.
“Hegel estetik üzerine ilk derslerini Heidelberg’de verdi. Berlin’de ders vermeye başladığında, fikirlerini önemli ölçüde yeniden düzenlemişti” diyor Illies. “Heidelberg’deki bu orijinal derslerin transkripti ilk kez bulunuyor.“
Estetikle ilgili sayfalara ilk bakışta, Hegel’in düşünce süreçlerini gösteren bir dizi ilginç ayrıntı ortaya çıktı. Örneğin sanatın tanımına ilişkin ilk görüşleri açıkça ortaya çıkmakta.
“Metin, Hegel’in sanatı düşünce ve gerçeklik arasındaki bu güzel orta zemin olarak tanımladığını gösteriyor. Sanatın doğru işlevinin soyutlama ve gerçekliğin uyumu olduğunu öne sürüyor,” şeklinde ifade ediyor Vieweg. “Daha sonraki teorilerinin temelini görüyoruz. Bu aşamada bu, devamı gelmiş olan bir çalışmadır.“
Hegel’in sanat ve din arasındaki farka ilişkin fikirleri transkriptlerde daha net bir şekilde tanımlanmış görünüyor ve Aristoteles’in şiirsellik üzerine metninden, Sophokles’in Antigone’sine ve Aristophanes’in komedisine, Shakespeare’in Hamlet’ine, Goethe’ye ve Friedrich Schiller’in Soyguncular dramasına kadar çok çeşitli temaları tartıştığı görülüyor. Son olarak, Hegel ilk kez felsefi sanat tarihinin üç paradigmasını sembolik, klasik ve romantik olarak tanımlamış ve Shakespeare’in dramasının önemini vurgulamıştır.
Ayrıca, Hegel’in belki de en iyi bilindiği tema olan özgürlük konusuna da transkriptte değinildiği ortaya çıkmıştır.
“Sadece ilk sayfalar bu merkezi özgürlük konusunu ele almakla kalmıyor, aynı zamanda son sayfalar da bunu inceliyor. Transkript benliğe, bireysel özgürlüğe ve bunun sanattaki tasvirine vurgu yaparak sona eriyor. Bu da bize sanatın hiç kuşkusuz bugün hayatımız için çok kritik olan bir fikre, eğitimin özgürlüğe götürdüğü fikrine katkıda bulunduğunu gösteriyor,” diyor Vieweg.
Kağıtların arasında Hegel’in tamamen yeni ve bilinmeyen fikirlerinin saklı olup olmadığını söylemek için henüz erken olabilir, ancak araştırma projesi filozofun yanı sıra öğrencilerinin anlayışının da derinleşmesini umuyor.
“Carové çok zeki, dikkatli ve Hegel’i birkaç yıl boyunca takip etmiş bir öğrenciydi. Bu nedenle, Carové’nin bu dersleri yorumlamasından daha önce bilinmeyen tezler, açıklamalar ve varsayımların yanı sıra Hegel’in düşüncesinin gelişiminin daha iyi anlaşılmasını umabiliriz,” diyor Illies. “Ve daha fazlası da gelebilir. Şaşırmayı dört gözle bekliyoruz.“
Orijinali: Sara Tor. Manuscript treasure trove may offer fresh understanding of Hegel. The Guardian. 29 Kasım 2022. https://www.theguardian.com/world/2022/nov/29/manuscript-treasure-trove-may-offer-fresh-understanding-of-hegel
Klaus Vieweg’in Hegel’in 250. doğum yıldönümü nedeniyle Hegel: Der Philosoph der Freiheit adlı kapsamlı biyografik eserin de sahibi olduğunu hatırlatalım. https://www.chbeck.de/vieweg-hegel/product/27941834