Irkçılık & ayrımcılık – ABD’den bir haber

Dünyadaki sistem ve toplumların mekanik bir biçimde algılanıp sistematik bir biçimde ortaya konulabilecek bir dizaynı mevcut değil. Ancak tabir caizse bir devran var. Zamanla güçlenen, yükselen ideolojilerin, düşünce ve sanat biçimlerinin etkisinin değişik coğrafyalara yayıldığı bir gerçek. Keza ekonomik politikaların da öyle. Son on yıllardır hükmü ve uygulamaları gittikçe yaygınlaşan ve artan neoliberal dalganın etkisi … Devamını oku

Sosyal bilimler doğa bilimlerinden neden farklıdır?

İdeolojiler kendilerini yenilerken ve gerçekliğe daha yakın bir yerde konumlanmaya gayret ederken kendilerine öncülük etmiş olan tarihsel şahsiyetlere hakaret etmiş olmazlar. Bilakis düzelttikleri, geliştirdikleri ve gerçekliğe daha da yakınlaştıkları ölçüde o şahsiyetlere bilimsel gerçeklik hakkındaki yanlışlanabilirlik çerçevesinde yanaştıkları için en büyük borcu ödemiş olurlar.

İdealizmin batağındaki ‘sol’, ‘solumsu’, ‘özgürlükçümsü’ aydınlar

Sosyal medyada dahi tartışmasına pek girmemeye çalıştığım bir alan soykırım yıldönümlerine dair tartışmalar. Her yıl aynı tartışmaları yapıyoruz. Otomatik bir skript geliştirip otomatik yazışsak niteliksel anlamda pek farkı olmayacak bir durumdayız adeta. Umut, öfke, geleceğe duyulan özlem ve inanç; bunların hepsi değerlidirler ama doğru bir zemin üstüne inşa edildikleri takdirde. Ermeni soykırım tartışmalarında son yıllarda … Devamını oku

Diyalektik üzerine kısa bir yazı

Günlük hayatımızda bir şekilde duymaya alışık olduğumuz ‘diyalektik açıdan bakarsak’ vesaire söylemlerin aslında sıkça diyalektik içermeyen argümanlardan oluştuğunu söyleyebiliriz. Diyalektik gözlemlenmesi ötesinde başlı başına zor bir alan ve bu diyalektik hakkında mevcut söylemlerden ötürü örneğin Celal Şengör gibi pozitivist entelektüellerin de diyalektiği toptan yok sayma ve bilim dışı gösterme çabalarına tanık oluyoruz. Bunun arkasında yatan … Devamını oku

Lenin’in Çaresiz(!) Hegelciliği

Lenin’i yalnızca taktisyen, politika ustası gibi yansıtanlar ve bu yönlerini öne çıkaranlar doğruları fazla öne çıkarmaktalar belki ancak Lenin’in ilk paylaşım savaşı esnasında yaşadığı fikri bunalımı geri plana atmaya çalışma ve kaba materyalist bir düzlemde konuyu işleme hatasına düşüyorlar (kasıtlı veya kasıtsız).

Fuhuş, küfür ve post-modernist aydın nihilizmi*

Bu satırların yazıldığı anın başlangıcında 1 Avro 8,61 TL oldu. Avronun aşırıya gittiğini söyleyebilir hatta onun bu anlamda fuhuş yaptığı gibi bir tespitte bulunabiliriz. Açayım biraz. Geçenlerde dili pek pak(!) Abdurrahman (Dilipak) adlı İslamcı yazar, İstanbul Sözleşmesi’ni savunanların fahişe olduğunu iddia etti. Madem ki İslami ıstılahlardan yola çıktı, kaçmayalım; kendi kulvarında ona yazalım. Deplasmanda oynamak … Devamını oku

(ÇEVİRİ)* Slavoj Zizek: Kendilerini hor görme pratiği içinde olan politik doğrucu beyazlar, ırkçılığı sona erdirme mücadelesine HİÇBİR katkıda bulunmuyorlar*

Suçluluğumuzdan sapkın bir şekilde zevk almak (ve böylece gerçek kurbanları korumak) yerine, aktif dayanışmaya ihtiyacımız var: suçluluk ve kurbanlık bizi hareketsizleştiriyor. Yalnızca hep birlikte, kendimize ve birbirimize karşı sorumlu yetişkinler gibi davranarak ırkçılığı ve cinsiyetçiliği yenebiliriz.

Hallac-ı Mansur’u daha iyi anlamak

Destanlaşmış bir karakter Mansur; fazlası ile de hak ediyor bunu. Gençliğimden beri kesintilerle de olsa fikirsel hayatımda belli bir yeri olan bir düşünür, mistik ve eylem adamı. Hayatına mal olan yola gidişi de fikirlerinin pratikte yer bulması ve siyasi arenada çalkantılara yol açması. Sevdiğim, değer verdiğim insan Abdurrahman Aydın’ın Yeni Özgür Politika’da 22 Mayıs 2020’de … Devamını oku