Giriş
Nesnelerin altında yatan öz olarak Kuvvet kavramını tanıtan Algı aşamasından sonra, bilinç Kuvvet ve Anlak (anlama yetisi, idrak yetisi, Almanca: Verstand) aşamasına geçer. Bu aşama, dünyayı anlamada düşüncenin ve evrensel kavramların gücünü tamamen benimsediği için bilincin gelişiminde önemli bir atılımı temsil eder.
Kuvvet ve Anlak’ta bilinç, nesnelerin görünüşlerinin yalnızca geçici izlenimler değil, düşünce yoluyla kavranabilen, altta yatan bir özün tezahürleri olduğunu kabul eder. Bilinç, nesnelerin doğrudan gözlemlenemeyen ancak nesnenin çevresiyle etkileşimlerinden ve davranışlarından çıkarılabilen içsel özelliklere ve yapılara sahip olduğunu kavrar.
Hegel bu geçişi Algının kapsanarak aşılması (Aufhebung) olarak tanımlar, yani Algının çelişkileri ve sınırlamaları basitçe bir kenara atılmaz, aksine nesnenin daha kapsamlı ve diyalektik bir anlayışına dahil edilir. Kuvvet kavramı korunur ancak artık nesnenin altında yatan özün ikincil bir yönü olarak görülür.
Kuvvet ve Anlak aşaması iki temel unsurla karakterize edilir:
Evrensel Kavramlara Odaklanma:
Bilinç, Algının tikellik odaklı yaklaşımının ötesine geçer ve evrensel kavramların gücünü benimser. Nesnelerin kategoriler halinde sınıflandırılabileceğini ve bu kategorilerin ortak özellikleri paylaştığını kabul eder. Bu, daha geniş genellemelere ve dünyanın daha etkili bir şekilde anlaşılmasına olanak tanır.
Bilinç, nesneyi diğer nesnelerle ve genel kavramlar sistemiyle ilişkisi içinde inceleyerek anlamak için diyalektik bir yaklaşım kullanır. Nesnelerin izole varlıklar olmadığını, birbiriyle bağlantılı ve birbirine bağımlı olduğunu kabul eder. Bu diyalektik yol, gerçekliğin daha kapsamlı ve ayrıntılı bir şekilde anlaşılmasını sağlar.
Diyalektik Analiz:
Kuvvet ve Anlak aşaması bilincin kendini anlama yolculuğunda önemli bir ilerlemeyi temsil eder. Sadece anlık deneyimlere güvenmekten, evrensel kavramları ve diyalektik analizi kullanan daha gelişkin bir düşünce tarzına geçişi işaret eder. Ancak yine de bilincin gelişimindeki son aşama değildir, çünkü o da kapsanarak aşılmasına ve daha ileri bir dönüşüme yol açan iç çelişkilerle karşılaşır.
Sonuç
Genel olarak, Hegel’in Kuvvet ve Anlak kavramları, nesnelerin altında yatan özün kavranmasında düşüncenin ve evrensel kavramların önemini vurgular. Bilincin anlık deneyimin sınırlamalarını nasıl aşabileceğini ve dünyanın daha kapsamlı ve sistematik bir anlayışını nasıl geliştirebileceğini gösterir.